|
|
 |
sayfa 4 |
|
|
Ergün AYAZ/İZMİT (Kocaeli), (DHA) |
|
Türkiye’de tersanelerin ve mega yat üretiminin dünyada ön sıralara çıktığına dikkat çeken Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, "Tuzla’daki ölümlü iş kazaları acaba dış mihrakların provokasyonu mu" sorusunu ortaya attı.
SANAYİ ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye’nin tersanecilik sektöründe dünyada 8’inci, mega yat üretiminde de 3’üncü durumda olduğunu, Tuzla’daki ölümlü iş kazalarının Türkiye dışındaki bazı dış mihrakların provokasyonu olabileceğini, bunun nedenlerinin iyi araştırılması gerektiğini söyledi. Bakan Çağlayan, çeşitli temaslarda bulunmak amacıyla geldiği Kocaeli’nde basın mensuplarının Tuzla Tersanelerinin durumu ile ilgili soruları üzerine, bakanlığının tersaneleri sürekli kontrol altında tuttuğunu, iş yeri güvenliğine sadece tek çerçeveden bakmanın hatalı olacağını belirtti.
İşveren önlemi almalı
"27 yıl sanayicilik yapmış yaklaşık 10 yıldan fazla işçilik yapmış biri olarak bunu söylüyorum. İş yeri sahibi firma sahibi mutlaka işçisinin sağlık ve güvenliğiyle ilgili tedbir almak zorundadır" diyen Çağlayan, sözlerine şöyle devam etti: "Bu kanuni zorunluluğun olması ötesinde vicdanı bir meşguliyettir. Ancak şunu net ifade edeyim benim de sanayicilik yaptığım yıllarda çalışmış olduğum sektör benim fabrikamda tehlike sınıfı yüksek sektörlerden biriydi. İşçilerin de bu konuda mutlaka gönüllü ve alıcı olması lazım. Yani çalışanlarımız da baretini emniyet kemerini donanımlarını iyi bir şekilde önlemini alması lazım. Biz maalesef bugün Türkiye’de tek çerçeveden bakıyoruz. Tabii ki insan hayatı ve değeri insan ölümü kimsenin bilerek yapacağı işler değil kimse kendini öldürmek istemez."
Nedeni iyi araştırılmalı
Türkiye’nin tersanecilik sektöründe önemli bir konumda olduğuna dikkat çeken Zafer Çağlayan, bu noktadan yola çıkarak, olaylara şöyle bir bakış açısı getirdi: "Tersanecilik sektöründe dünyanın 8’inci büyük, mega yat üretiminde de 3’üncü durumdayız. Bir şey söyleyeceğim, ’acaba bizim dünyanın 8’inci sıralamaya gelmemiz veya mega yatta 3’üncü sıraya gelmemizin altında başkaların provokasyonu da var mı’ diye, basın mensuplarına diyorum ki olayın bu boyutuna bakın. Yani bu da son derece önemsenmesi gereken bir boyuttur. Acaba Türk gemi inşa sanayi ve yat sanayi bir noktada dışarısı için söylüyorum, Türkiye için söylemiyorum. Türkiye dışındaki bir takım mihrapların, bir takım kuvvetlerin acaba sanayimizin bu hale gelmesinden duymuş olduğu bir sıkıntı ve mutsuzluk var mı? Bir provokasyon var mı? Bunun da özellikle altının iyi bir şekilde araştırılması ve iyi kontrol edilmesi gerekir."
Tersane kaparatak çözüm üretilemez
SELAH Tersanesi’ne dün yapılan yürüyüşün ardından bir açıklama yapan Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) Başkanı Murat Bayrak, dünyada gemi inşa sektöründe Türkiye’nin 23’üncü sıradan 5’inci sıraya yükselmesinin memnuniyet verici olduğunu, bu yükselişin iş kolunda ve tersanelerde istihdam artışı meydana getirdiğini belirten Bayrak, şunları söyledi: "Hedefimiz sektörümüzdeki tüm çalışanların işçi sağlığı ve iş güvenliği eğitiminden geçirilmesidir. Yaşanan iş kazaları sebebiyle acılarımız tazeliğini korumaktadır. Bu olumsuzluklar sebebiyle tersane kapatmak çözüm değildir. Sektörümüzde tersane kapatarak çözüm üretmek mümkün değildir. Bu sektör, işvereni, işçisi, sendikası ile el ele vererek iş sağlığı ve güvenliğinin tam sağlandığı, iş kazalarının olmadığı, sektörün hak ettiği yeri korumak ve geliştirmek mecburiyetindedir. Tersanelerde kazalar olmasını ve tersanelerin kapatılmasını istemiyoruz. Bu zihniyetle gidilirse o zaman, kara yollarını, hava yollarını, deniz yollarını kaza olmasın diye kapatmak lazım."
Kazanç kapımız ıslah yerine yok edilmemeli
TUZLA’daki Selah Tersanesi’nin faaliyetlerinin durdurulması, bir grup tersane işçisi, Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) ve Gemi Mühendisleri Odası tarafından protesto edildi. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği(TMMOB) Gemi Mühendisleri Odası Başkanı Tansel Timur, yurtiçi ve yurtdışı kamuoyunda, tersaneler ve sektörün bu denli kötü duruma düşürülmesini kabul edemeyeceklerini belirterek, "Yaşananlar, yalnızca işçilerin eğitimsiz oluşuna yada bu iş kolunda hizmet vermek zorunda bırakılan taşeron işletmelerine bağlanamayacağı gibi tersane yatırımcılarına veya temsilcilerine de yüklenemez" dedi. "Güçlükle meydana getirdiğimiz bu ulusal kazanç kapımızın ıslah edilmek yerine yok olmasına neden olacak tedbirlere yönelinmesi, hiç kimseye yarar sağlamayacaktır"diyen Timur, "Sorun tarafların herhangi birinin tek başına ve kısa sürede çözebileceği bir boyutta değildir" diye konuştu. |
|
|
|
|
İŞ ve İnsan kaynakları sitesi ’Yenibiris.com’un araştırmasına göre, üretim-imalat sektöründe bireylerin en çok çalışmak istedikleri iş alanı ’araştırma ve geliştirme’ olurken, işveren tarafında, önümüzdeki bir senede alım yapılacak bölümler açısından ’bayi takip ve geliştirme’ ilk sırada yer alıyor. Yenibiriş Genel Müdürü Deniz Ceylan Kılıçlıoğlu, işverenler ile iş arayanların beklentilerinin farklı olduğuna işaret ederek, "İş arayanın beklentileri ve işverenin istihdam yapısını görmek, sektördeki istihdam sorununa çözüm geliştirmek için şart" dedi.
Özel sektör isteniyor
Yenibiris.com tarafından yapılan üretim-imalat sektörünün istihdam yapısı ve beklentilerinin saptandığı araştırmaya katılanların yüzde 79’u özel sektörde çalışmak isterken, yüzde 14’ü kamu sektörünü tercih ediyor. Özel sektör içinde de katılımcılar, yüzde 55 oranında holding veya holding şirketleri/büyük şirketlerde çalışmak istediklerini ifade ediyor. İş değiştirmeyi düşünen katılımcılarda bu oran yüzde 58’e ulaşırken, özel sektörde çalışılmak istenen kurum/şirket ortaklık yapısı olarak ise, yüzde 40 yerli sermayeli şirketler, yüzde 30 yabancı sermayeli şirketler sonucu çıkıyor.
İlk işini arayan üretime
Araştırmaya katılanların yüzde 40’ı üretim-imalat sektöründe çalışıyor ya da çalışmış. Bu oran iş değiştirmeyi düşünen katılımcılarda yüzde 43. "Üretim-imalat sektöründe çalışmak ister misiniz" sorusuna katılımcıların yüzde 65’i olumlu yanıt verirken, bu oran ilk işini arayanlarda yüzde 93’e kadar çıkıyor. Sektörde deneyimi olan kişilerde bundan sonraki iş hayatında çalışılmak istenen sektörler içinde üretim-imalat sektörü tercihi yüzde 30’lara düşüyor |
|
|
|
|
Kredi kartı faizine sınır öngören yasa teklifi Meclis’e sunuldu. Tek maddeden oluşan teklife göre, kredi kartında faiz ’aylık mevduat faiz oranının 2 katını’ geçemeyecek. Buna göre, halen yüzde 4.5’lerde olan aylık kredi kartı faizi yüzde 2.7’ye inecek.
KREDİ kartı kullanıcılarını yakından ilgilendiren ve kredi kartı faizine üst sınır öngören yasa teklifi Meclis başkanlığına sunuldu. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya’nın önceki akşam saatlerinde Meclis Başkanlığı’na verdiği teklife göre, kredi kartında faiz Merkez Bankası’nın açıkladığı bir aylık ağırlıklı ortalama mevduat faiz oranının 2 katını geçemeyecek. Eğer bu teklif yasalaşırsa, kredi kartlarına uygulanan aylık faiz oranı yüzde 2.7 olacak. İyimaya’nın yürütme yürürlük maddeleri hariç tek maddeden oluşan yasa teklifine göre, kredi kartı borcuna uygulanacak faiz, dönem borcunun sadece bir kısmının ödenmesi halinde kalan hesap bakiyesi üzerinden hesaplanacak.
21.64 puan daha yüksek
Bankaların mevduat toplamaları için müşterilerine ödedikleri ortalama faizi aylık hesapladığı belirtilen teklifte "Merkez Bankası tarafından ocak ayı faiz oranı yüzde 1.3525 olarak açıklandı. Bu tür bir oranın 2 katının (yüzde 2.7) kredi kartı faizi aylık faizi olarak uygulanması uygun gözüküyor" denildi. Halen Merkez Bankası’nca belirlenen oranlar çerçevesinde bankalar tarafından kredi kartlarına aylıkta en yüksek 4.54, en düşük olarak da yüzde 2.75 faiz uygulanıyor. Merkez Bankası’nın açıkladığı bir aylık ağırlıklı ortalama mevduat faiz oranı ise yüzde 16.18. Bunun 2 katı yüzde 32.36 ediyor.
Banka koşulları dayatıyor
İyimaya, teklifinin gerekçesinde ise "Kart kullanıcıları ile banka arasında akdedilen sözleşmelerde bu tür bir eşitlik olmadığı için banka, sözleşme koşullarını dayatma imkánına sahip olabiliyor" görüşüne yer verirken, şunları ifade etti: "Bireysel ihtiyaç kredileri için 1 aylık faiz oranının ortalama yüzde 1.78 olmasına karşılık aynı bankaların kredi kartı faiz oranları aylık yüzde 4.93, yani Merkez Bankası tarafından saptanan azami oran olması burada rekabetin gereği gibi işlemediğini gösteriyor."
Faize rağmen kullanım artıyor
Meclis tatile girmeden yasalaşması beklenen teklifte, "Kredi kartları artık hayatımızın ayrılmaz ve vazgeçilemez bir parçası" denilerek şu değerlendirme yapıldı: "Bu nedenle bankalar, müşterilerine daha yüksek faizleri kabul ettirebilecekleri düşüncesi ile hareket ediyor. Nitekim bireysel kredinin yüzde 64 daha ucuz olmasına rağmen kredi kartı kullanımının sürekli artıyor olması, bankaların düşüncelerinde haksız olmadığını gösteriyor."
Asgari ödemenin ödenmeyen kısmına temerrüt olabilir
KREDİ kartı faiziyle ilgili yasa teklifinde, "kredi kartlarında temerrüt faizi serbest bırakılması" da yer aldı ve "Temerrüt faizi, kart hamilinin son ödeme tarihinde ödenmesi gereken asgari tutarı dahi kısmen veya hiç ödememesi halinde uygulanan faiz oranıdır" denildi. Ancak temerrütün kalan borca işletilmesi öngörülürken, bu şu örnekle açıklanıyor: "Kredi kartı borcunun tamamı 1000 YTL ise bunun yüzde 20’si yani 200 YTL asgari ödenmesi gereken miktar kabul edilir. Eğer borçlu 100 YTL ödemede bulunursa, asgari ödeme miktarından eksik kalan kısmına 100 YTL temerrüt faizi, kalan 800 YTL’ye ise yine akdi faiz uygulanacak."
BKM: En yüksek yüzde 54 yıllık faiz uygulanıyor
BANKALARARASI Kart Merkezi, dün bir açıklama yaparak, Ahmet İyimaya’nın Meclis’e sunduğu teklifin detaylarına girmeden, söz konusu faiz oranlarıyla ilgili bir düzeltme yaptı. Bankaların kredi kartlarına yıllık yüzde 78 faiz oranı uyguladığı iddalarının doğru olmadığını belirten BKM, şu açıklamayı yaptı: "Ne yazık ki gerçek dışı olan bu yüksek oranlar, kamuoyunu yanılttığı gibi tüketici pazarının büyümesi ve ekonominin kayıt altına alınmasında önemli yeri olan kredi kartı sektörünün gelişimine zarar veriyor. Bankalar tarafından kredi kartları akdi faiz olarak uygulanmakta olan en yüksek yıllık faiz oranı yüzde 54 olup, ayrıca 2006 yılında yürürlüğe giren 5464 No’lu Banka ve Kredi Kartları Kanunu gereği, bankalar tarafından bileşik faiz uygulanmamaktadır." |
|
|
|
|
|
Yahoo’nun Microsoft’un teklifini reddetmesi, şirket yönetimi ile hissedarların arasını açtı. Hissedarların muhalif girişimleri yüzünden Yahoo yönetimi yıllık toplantıyı ertelemek zorunda kaldı.
DÜNYANIN en büyüklerinden ABD’li internet portali Yahoo, Microsoft’un teklifini reddetmesi nedeniyle kızan hissedarları yüzünden yıllık hissedarlar toplantısını erteledi. Küskün yatırımcı Carl Icahn’ın yönetim kurulunu değiştirme savaşı başlatacağı tehditleri, toplantının iptal kararının verilmesinde etkili oldu.
3 Temmuz’daki toplantı iptal
Icahn, Yahoo’nun Microsoft’un teklifini reddetmesine karşıt olarak, hissedarların yeni yönetim kurulu seçmesini istiyor. Yahoo, 3 Temmuz’da yapacağı toplantısını ise belirsiz bir tarihe erteledi. Yahoo, Microsoft’un 47.5 milyar dolarlık teklifini hiçe saymıştı. Microsoft, mayıs ayının başında hisse başına verdiği 33 dolarlık teklifini geri çekmişti.
Mantık dışı davranmadık
Fakat Microsoft, Yahoo’yla şu anda detay verilmemekle beraber alternatif işlemler üzerinde görüştüğünü belirtmişti. Yahoo’nun patronu Jerry Yang, yatırımcılarını kazanma konusunda baskı altında. Şirketin Başkanı Ros Bostock da, Icahn’ın agresif yaklaşımını eleştirirken, yönetim kurulunun Microsoft’la anlaşmada mantık dışı davrandığını reddetti. Yahoo, ABD Sermaya Piyasası Kurulu SEC’e iptal talebini iletmişti.
Yönetim kurulunu değiştirmek istedi
Yahoo, SEC’e iptal gerekçesi olarak hissedarı Icahn’ın hareketiyle ilgili dokuman incelemesi yapmayı gösterdi. Yahoo, Icahn’ın yönetim kurulu üyelerine karşı 10 adayı ileri süreceğini belirtti. Icahn, 15 Mayıs’ta Yahoo hissedarları arasında kampanya düzenleyerek, bütün yönetim kurulunu değiştireceğini açıklamıştı. Icahn, Yahoo’da 59 milyon hisse alıp, hisse oranını yüzde 4.3’e getirdiğini belirterek, rekabet kurumundan 2.5 milyar dolarlık yatırım yapmak için izin isteyebileceğini belirtmişti. Icahn’ın bu girişimi, Yahoo’nun büyük birkaç hissedarından da destek görmüştü.
Deutsche Postbank’a 10 milyar Euro teklif
ALMAN Allianz ve Commerzbank, Deutsche Postbank’a yapılacak olası satınalma teklifi için güçlerini birleştirdi. Deutshce Postbank Almanya’nın en büyük perakende bankası olarak görülüyor. Almanya’nın üçüncü büyük bankası Dresdner’in sahip olduğu sigorta grubu Allianz, Postbank teklifi için Commerzbank’la bir araya gelerek detaylı görüşmeler yaptı. Postbank’ın ana sahibi Deutsche Bank. Konuya yakın kaynaklar, iki grubun resmi olarak açıklanmasa da 10 milyar Euro’luk teklif planladığını söyledi. Almanya’nın ikinci büyük bankası Commerzbank ise, konsolidasyonda rol almak istediğini açıklamıştı |
|
|
ANKA |
|
Kredi ve Yurtlar Kurumu (Yurtkur) Genel Müdürü Hasan Albayrak, 2008-2009 yükseköğretim döneminde verilecek öğrenim kredi miktarında, geçen yılki artışın üzerinde bir artış yapılacağını bildirdi
Yurtkur Genel Müdürü Albayrak yaptığı açıklamada, 2008-2009 eğitim-öğretim dönemi için öğrencilere verilen öğrenim kredisi miktarında bir artış yapmayı planladıklarını söyledi. Albayrak, öğrenim kredi miktarında artırım ile ilgili çalışmaların sürdüğünü belirtirken, artış miktarının 2008 yılı sonunda belli olacağını belirtti. Geçen yıl yapılan artışın bir önceki yıla göre yüzde 8 olduğunu anımsatan Albayrak, 2008-2009 dönemi için ise yüzde 8’in üzerinde bir artış yapacaklarını açıkladı.
2004 YILINDA AYLIK ÖĞRENİM KREDİSİ MİKTARI 90 YTL’YDİ
2004 yılında 90 YTL olan aylık öğrenim kredisi, 2005 yılında 110 YTL’ye, 2006 yılında da 130 YTL’ye yükseldi. 2007 yılında 20 YTL’lik artış ile 150 YTL yapılan aylık öğrenim kredisi, bu yıl ise 160 YTL’ye çıkarılmıştı. Öğrenim kredisi miktarının 2009 yılı Ocak ayı itibariyle aylık 175-180 YTL aralığında olması bekleniyor. Yurtkur, bu yıl için aylık öğrenim kredi miktarlarının 180 YTL olarak ödenmesi için Maliye Bakanlığı’na teklifte bulunmasına karşın, Maliye Bakanlığı’nın uygun gördüğü bütçe üzerine aylık öğrenim kredisi 160 YTL olarak belirlenmişti. |
|
|
Sadi ÖZDEMİR |
|
Dış Ticaret Müsteşarlığı, pamuk ipliği ithalatında "korunma önlemi soruşturması" açılması; 200 gün süreyle de net kilo başına 1.03 dolar geçici önlem (vergi) uygulanmasına karar verdi.
Bu uygulamanın ithal pamuk ipliğine yüzde 20-35 maliyet yükleyeceği ve Türk pamuk ipliği üreticileri için önemli destek niteliği taşıdığı belirtiliyor.
HÜKÜMET sonunda ’iplik üreticilerinin feryadını’ duydu ve ithal pamuk ipliğine 1.03 dolar önlem (vergi) koydu. Dış Ticaret Müsteşarlığı, pamuk ipliği ithalatında "korunma önlemi soruşturması" açılması; 200 gün süreyle de net kilo başına 1.03 dolar tutarında geçici önlem (vergi) uygulanmasına karar verdi. Bu uygulamanın ithal pamuk ipliğine yüzde 20-35 arası maliyet yükleyeceği ve büyük bölümü Kahramanmaraş’ta olan Türk pamuk ipliği üreticileri için önemli bir destek niteliği taşıdığı belirtiliyor. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle, Türkiye’nin geçen yıl önceki yıla göre çok büyük artış oranıyla yaklaşık 600 milyon dolarlık pamuk ipliği ithal ettiğini belirterek, "Hindistan, Türk Cumhuriyetleri kaynaklı bu ithalat nedeniyle çok sayıda pamuk ipliği fabrikası kapanmıştı. Hatta benim de bir tesisim kapalı durumda. Hükümetin bu kararı, iplik üreticilerine rahat bir nefes aldıracak" dedi.
Yüzde 25-35 maliyet
İthal pamuk ipliğine kilo başına 1.03 dolarlık önlem uygulamasıyla ithal iplikte yüzde 20-35 fiyat artışı olacağını söyleyen Gülle, "Bu maliyet tabii ki ihracat kaydı ile iplik alan sanayicimizi etkilemeyecek. Çünkü onlar ihraç edecekleri ürünler için yine ’ihraç kaydı’ ile iplik ithal edebilecekler" diye konuştu. Gülle, bu kararın çıkmasında iplik fabrikalarının bulunduğu illerin milletvekillerine uygulanan baskının da etkin olduğunu ifade etti.
Kahramanmaraş’ta 84 fabrika
Türkiye’de pamuk ipliği üretim kapasitesinin büyük kısmına sahip Kahramanmaraş’ta üretim kapasitesinin yaklaşık yüzde 20’si maliyet fiyat uyumsuzluğu yüzünden kapatılmıştı. Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KTSO) Başkanı Mehmet Balduk, "İlimizde 84 iplik fabrikası var. Enerji maliyetlerinin yüksekliği ve kurların düşüklüğü nedeniyle bunların yüzde 20’si kapalı durumda. Bu karar tabii ki pozitif bir karar. Çıkması için de hep birlikte uğraşıyorduk" dedi. İthalata 1.03 dolarlık vergi konmasının yerli üretici için tam anlamıyla çözüm getirmeyeceğini de söyleyen Balduk, buna benzer bir kararın kumaşa da uygulanmasını önerdi.
Gaziantep teşvik mağduru
Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Nejat Koçer de, kararı olumlu bulduklarını ancak Gaziantep’in teşvikli il kapsamında olmaması nedeniyle ayrı bir mağduriyeti yaşadığını söyledi. Koçer, "Bizdeki iplikçiler geleneksel iplikler yerine daha farklı üretimlere yöneldiler, inovasyon çalışmaları yaptılar. Yine de bu kararı yararlı görüyoruz. Etkisini ise bir süre sonra daha iyi anlarız" diye konuştu.
Baba Çalık Başbakan’a mektup yazmıştı
SABAH-atv’yi 1.1 milyar dolara satın alan Çalık Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık’ın babası, Mahmut Çalık, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, ekonomiyle ilgili bakanlara iplik fabrikasının sıkıntısını anlatan bir mektup yazmıştı. Malatya’da kurulu Anateks’in Yönetim Kurulu Başkanı ve Türk tekstil sanayicilerinin duayenlerinden olan Mahmut Çalık, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a gönderdiği mektupta, tekstil sektörünün sıkıntılarını dile getirip acil önlem alınmasını istemişti. Mahmut Çalık mektubunda "2 bin işçimi ücretsiz izne çıkardım. 500 personelle çalışıyoruz" demişti.
İthal pamuk ipliğine vergi nasıl uygulanacak
DIŞ Ticaret Müsteşarlığı’nın, ithal pamuk ipliğine soruşturma açılmasına ilişkin "İthalatta Korunma Önlemlerine İlişkin Tebliği" Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre; Müsteşarlık, pamuk ipliği ithalatı için korunma önlemi soruşturması açılmasına, söz konusu ürünlerin ithalatında 200 gün süreyle geçici önlem uygulanması, geçici önlemin net kilogram başına 1.03 dolar tutarında ek mali yükümlülük olarak belirlenmesi ve gelişmekte olan ülkelere muafiyet tanınması konusunda Bakanlar Kurulu’na öneride bulunulmasına karar verdi.
Cam eşyada da İran’a karşı önlem alındı
DIŞ Ticaret Müsteşarlığı, sofra, mutfak, tuvalet, yazıhane, ev tezyinatı ve benzeri işler için cam eşyanın İran menşeli olanlarının ithalatında uygulanan korunma önleminin süresinin uzatılmasına ilişkin gözden geçirme soruşturmasını da sonuçlandırdı. Buna göre, belirtilen eşyanın İran menşeli olanlarının ithalatında uygulanan korunma önleminin uygulama süresi 3 yıl süreyle uzatıldı. Ayrıca söz konusu önlemin ek mali yükümlülük şeklinde uygulanması ve ek mali yükümlülüğün uygulamanın 1’inci yıl kilo başına 0.90 sent, 2’nci yıl kilo başına 0.85 sent ve 3’üncü yılda kilo başına 0.80 sent olarak belirlenmesi konularında Bakanlar Kurulu’na öneride bulunulmasına karar verdi. |
|
|
Nurten ERK TOSUNER |
|
İki İngiliz takımı arasında oynanan Şampiyonlar Ligi final maçı, Efes Pilsen’in Moskova’daki toplam bira satışını bir haftada ikiye katlarken, fıçı bira satışlarını bazı noktalarda 10’a katladı.
Manchester United’ın Chelsa’yle oynayıp, penaltılarla kupayı kazandığı final maçını izlemek üzere giden 40 bin İngiliz’in, maç öncesi ve sonrasında sabahlara kadar restoran ve kafeleri doldurması bira tüketimini patlattı. Efes Rusya’nın Genel Müdürü Tuğrul Ağırbaş, "Şampiyonlar Ligi final maçı, Moskova’daki bira satışlarımızı bir haftada ikiye katladı. Haftalık ciromuz 4 milyon dolara ulaştı" dedi.
Plastik bardakta satıldı
Maç nedeniyle Moskova’daki Efes bira fabrikasının bir haftadır tam kapasite çalıştığını söyleyen Ağırbaş, şöyle konuştu: "Moskova’da olay çıkmaması için birkaç gündür bakkal, market gibi noktalarda bira satışına izin verilmedi. Bar ve restoranlarda da biralar plastik bardakta satıldı buna rağmen toplam satışımız ikiye katlandı. Fıçı bira satışımız ise 8-10 kata kadar çıktı. Toplamda Moskova’da son bir haftada 4 milyon litre bira sattık."
Son bir haftadır fıçı bira üretimini günde 300 bin litreden 500 bin litreye çıkardıklarını belirten Ağırbaş, "Normalde fıçı biraya bu kadar talep olmuyordu. Normalde Moskova’daki bira üretimimizin yüzde 5-10’u fıçı. Kalanı şiye ve kutu. Ama son bir haftada fıçı bira üretimimizi yüzde 15’lere kadar çıkardık" diye konuştu.
40 Efes kamyonu taşıdı
Tuğrul Ağırbaş, maç öncesinde özellikle Moskova’daki bayilerinde çok ciddi stoklar yaptıklarını belirterek, şunları söyledi: "Son bir haftadır normal trendin 8-10 katına çıkan bir mal çıkışı oldu. Haftada iki olan teslimat günümüzü her güne çevirdik. 40 Efes kamyonu her gün bayilerimize mal teslimatı yaptı. Moskova fabrikamız tam kapasite çalıştı. Maç nedeniyle Moskova merkezde bakkal ve marketlerde açık bira satışının yasaklanacağını bildiğimiz için, bar ve kafelere dönük fıçı bira üretimimizi artırdık. Ayrıca bütün kafe ve restoranların 24 saat açık olması da satışları yükseltti."
70 milyon dolar bıraktı
Moskova Belediyesi’nin Lujniki Stadı’nda oynanan Şampiyonlar Ligi organizasyonu için 30 milyon doların üzerinde harcama yaparken, yaklaşık 70 milyon dolar gelir elde etti. Moskova merkezdeki oteller 6 ay öncesinden dolarken, oda fiyatları 2 bin 500 Euro’ya kadar çıktı. Maçın biletleri ise maç günü 10 bin dolara kadar yükseldi. |
|
|
|
|
DENİZ Turizm Birliği Başkanı Ercan Güneştutar, Türkiye’de daha fazla marinaya ihtiyaç olduğunu belirterek, "Mevcut marinalar tamamen dolu olduğu için daha fazla tekne Türkiye’ye gelemiyor. Türkiye’nin bundan kaybı yıllık yaklaşık 1 milyar Euro" dedi. Güneştutar, mevcut marinalarda bir tekne için bile boş yer olmadığını, bu nedenle yüzlerce teknenin Türkiye’ye gelemediğini kaydetti. Marina yapımının önündeki bürokratik zorlukların kaldırılması gerektiğini belirten Güneştutar, "Yeni marinalar yaparak daha fazla tekneyi ülkemize çekebiliriz. Hem turizmin çeşitlenmesi hem de turizmden alınan payın artması için bu çok önemli" dedi. Ercan Güneştutar, şöyle konuştu: "Bugün Türkiye’de 30 kadar irili ufaklı marina var. Bunların ancak 21’i tam olarak hizmet verebiliyor. Toplam yat bağlama kapasitesi ise 20 bin civarında. Oysa bu rakam Fransa’da 400 bin. Akdeniz çanağının ancak yüzde 5 kapasitesine sahibiz. Maalesef Türkiye’de yatırımcıyı bezdiren bir bürokrasi var." |
|
|
|
|
Avusturyalı maden şirketi BHP Billiton’un rakibi İngiliz Rio Tinto’ya 188.5 milyar dolarlık satın alma teklifi Avrupalı regülatörlerden (düzenleme kurulları) artan oranda engellerle karşılaşıyor.
Konuya yakın kaynaklar, bu birleşmenin demir cevheri ve dolayısıyla çelik fiyatlarını artıracağı ve dünyada sektörde yavaş gelişimde etkili olacağını söylüyor.
Demir cevheri arttı
BHP CEO’su Marius Kloppers, regülatörlerin anlaşmayı bozmayacağı konusunda güvenli kalırken, bu yılın dördüncü çeyreğinde anlaşmanın tamamlanacağını kaydetti. Fakat bu iki maden devine yakın kaynaklar çok fazla sorgulamaya tabi olduklarını belirtiyor. Dünyanın en büyük satın alması olabilecek bu girişim, sonuçlanmayabilir. Regülatörler, BHP ve Rio arasındaki görüşmeler nedeniyle demir cevheri fiyatı yüzde 71 oranında arttı. Çelik fiyatları da yükselişini devam ettirdi.
Demir cevheri çelik yapmak için önemli bir hammadde. Çelik üreticileri yüksek demir cevheri maliyetlerini çelik fiyatlarında ocaktan beri devam eden yüzde 50’lik artıştan sorumlu tutuyor.
Dünyanın çeşitli yerlerinde, inşaatçıların yüksek çelik fiyatlarını karşılayamaması nedeniyle köprü, konut ve altyapı projeleri hızla ilerleyemiyor.
AB sistemine güveniyoruz
BHP ve Rio’nun dünyanın en büyük demir cevheri tüketicisi olan ve çelik üreten Çin’e gönderdiği demir cevherinin fiyatını daha yükseltmeye çalıştığı şikayetleri var. Kloppers, daha yüksek fiyat için çalışmada yanlış zamanlama olduğunu kabul ederken, aynı zamanda hissedarları ve yatırımcıları da düşünmesi gerektiğini söyledi. Kloppers, demir cevherindeki yüksek maliyetten limitli arzı ve lojisitkteki kısıtlamaları sorumlu tuttu. Kloppers, "Bu korkular olmasaydı, her şey daha kolay olurdu. Demir cevheri fiyatıyla ilgili propangadalar bizim için karışık. Biz AB’nin sistemine güveniyoruz" diye konuştu. Kloppers, regülatörlerin fiyat artışını arz ve talep konusu olarak görmelerini umuyor. Kloppers, iki firmanın birleşmesinin darboğazın aşılmasını ve daha fazla demir cevheri üretimini sağlayacağını vurguladı.
|
|
|
|
|
İNGİLİZ petrol sahası hizmetleri şirketi Expro International Group, Halliburton’dan 3.38 milyar dolarlık (1.71 milyar Sterlin) teklif aldığını açıkladı. Halliburton’a, özel hisse seneti önderliğindeki konsorsiyum ise 1.6 milyar sterlinlik (3.2 milyar dolar) teklifte bulunmuştu. Bununla beraber Expro, hisse başına 15.25 Sterlinlik teklifin ön koşullara bağlı olduğunu kaydetti. Satın alma teklifi petrol hizmeti şirketlerinin enerji fiyatları ve talep artışı sonrasında hızlanan faaliyetleri sırasında geldi. |
|
|
|
|
ALMAN Allianz ve Commerzbank, Deutsche Postbank’a yapılacak olası satınalma teklifi için güçlerini birleştirdi. Deutshce Postbank Almanya’nın en büyük perakende bankası olarak görülüyor. Almanya’nın üçüncü büyük bankası Dresdner’in sahip olduğu sigorta grubu Allianz, Postbank teklifi için Commerzbank’la bir araya gelerek detaylı görüşmeler yaptı. Postbank’ın ana sahibi Deutsche Bank. Konuya yakın kaynaklar, iki grubun resmi olarak açıklanmasa da 10 milyar Euro’luk teklif planladığını söyledi. Almanya’nın ikinci büyük bankası Commerzbank ise, konsolidasyonda rol almak istediğini açıklamıştı. |
|
|
Çilem KAYA / SEUL |
|
Uzakdoğu ülkelerinin önde gelen şirketleri, yeni bir pazar olarak gördükleri ve coğrafik konumu nedeniyle "Avrupa yatırımı" olarak tarif ettikleri Türkiye’ye, dünyadaki ekonomik dalgalanmaya rağmen yeni yatırım yapmayı hedefliyor.
Güney Kore’nin en büyük üç şirketinden ikisi olan Hyundai Rotem ve SK Grup Türkiye’de yatırımlara sıcak baktıklarını açıklayarak, önümüzdeki günlerde yapılacak bazı ihalelere hazırlandıklarını açıkladı.
Otoyollarla ilgileniyoruz
TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman, Seul’de bir dizi temaslarda bulundu. Karaman, bu kapsamda Hyundai’nin demiryolu grubu olan Rotem şirketi ve Kore’nin inşaat, enerji, telekomünikasyon devi SK Grubu’nun CEO’larıyla görüştü. Türkiye’de telekomünikasyon sektörü, tüp geçit ihalesi ve otoyol projeleriyle ilgilendiğini açıklayan SK Grubu’nun Başkan Yardımcısı Seo Jae Seo, şunları söyledi: "30 Haziran’da gerçekleştirilecek olan ve İstanbul’a arabaların geçişi için inşa edilecek tüp tünel ihalesiyle ilgileniyoruz. Bu ihale için inşaat sektöründe faaliyet gösteren bir Türk ortağımız var. Bu ihalede gerekli sermayenin üçte birini Türk ortağımız, kalanı da bizim tarafımızdan karşılanacak. İzmit Körfez Geçişi ve Gebze İzmir Otoyol Projesi’yle de ilgili araştırma yapıyoruz."
Yatırımlarımız sürecek
Hızlı tren projesiyle ilgilenen ve TCDD ile Adapazarı’nda hızlı tren fabrikası kuran Hyundai Şirketler Grubuna ait Rotem Şirketi CEO’su Yeo Sung Lee, dünyadaki dalgalanmanın Türkiye’ye yapacakları yatırımı etkilemeyeceğini belirtti. Lee, hammadde fiyatlarının belirsizliğini zorluk olarak gördüklerini söyleyerek, şöyle konuştu: "Amerika’dan sonra yurt dışına ilk yatırımımızı Adapazarı’na yaptık ve Eurotem’i kurduk. Eurotem, sadece Türkiye’ye hitap etmeyecek. Burada ürettiğimiz trenler Türkiye’nin komşu ülkelerine de ihraç edilecek. Çevre ülkelerle de birlikte çalışabiliriz. Bir ülkenin sıçrama yapabilmesi için hızlı tren çok önemli. Hızlı tren Kore’yi büyük ölçüde değiştirdi. Hızlı tren hayata geçtiğinde Türkiye’nin ekonomisini olumlu yönde etkileyecek. Temel hammadde olan petrol ve çelik fiyatlarındaki belirsizlik sorun ama 50 yıldır bu işin içindeyiz ve bu dalgalanmalara karşı tecrübelerimizle tedbirliyiz. Demiryolu yatırımları uzun. Dönemli yatırımlardır. Bu nedenle ekonomik dalgalanma Türkiye’ye yapacağımız yatırımları etkilemeyecektir. Türkiye’ye ilk aşamada 12 milyon dolarlık bir yatırım yaptık ama ileride bu yatırımı daha da büyüteceğiz." |
|
|
|
|
ÇİLEK Mobilya’nın, ABD’nin Tennessee Eyaletine bağlı Nashville kentinde mağaza açacağı bildirildi. Çilek A.Ş Genel Müdürü Muzaffer Çilek, geçtiğimiz yıl ABD’de ilk mağazalarını açarak, önemli bir başlangıç yaptıklarını anımsatarak, Çilek’in ABD’deki yeni mağazasını, ay sonunda Nashville kentinde açacağını bildirdi. Konsept mağazalarının, ABD’li girişimci adayları tarafından çok beğenildiğini ifade eden Çilek, şunları söyledi: "Bugünlerde Amerika kıtası, bizim ihracat ve mağazacılık anlamındaki çalışmalarımızda ilk sırada yer alıyor. Çok büyük ve zor bir pazar. Ancak biz, altyapı olarak çok güçlü bir şekilde Amerika’ya hazırlandık. Buradaki hedeflerimiz oldukça büyük. Öncelikle Tennessee eyaletinde 10, Florida eyaletinde 8 mağaza açmak ve ardından Kaliforniya, New Jersey ve diğer eyaletlere düzenli yayılmayı planlıyoruz." |
|
|
|
|
|
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), 2004 yılında Goldaş hisse senetlerinde yaptıkları fiiller nedeniyle Goldaş Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Yalınkaya ve Genel Müdürü Mehmet Sedat Yalınkaya hakkında cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulmasına ve borsalarda işlem yapma yasağı getirilmesine karar verdi.
Kurul, Goldaş Kuyumculuk Sanayi İthalat ve İhracat A.Ş. hisse senetlerinde 22-23 Aralık 2004 tarihinde meydana gelen fiyat ve miktar hareketlerini ilgili mevzuat çerçevesinde inceledi.
2004 yılı işlemleri
22-23 Aralık 2004 tarihinde Goldaş hisse senetlerinde Bayford Investment Fund Ltd, Studex Investment Fund Ltd, Northolt Investment Fund Ltd, Fenton Investment Funt Ltd, Tontine Investment Fund Ltd. ve Arezzo Investment Fund Ltd, hesaplarından gerçekleştirilen ve Sermaye Piyasası Kanunun ilgili maddesinde tanımlanan suçun unsurlarını içeren fiilleri nedeniyle Goldaş Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Yalınkaya, Goldaş Kuyumculuk Genel Müdürü Mehmet Sedat Yalınkaya ve Ali Kerem Yayalar hakkında cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulmasına, söz konusu kişiler ile şirketler hakkında borsalar ve teşkilatlanmış diğer piyasalarda işlem yapma yasağı getirilmesine karar verdi.
Goldaş’ın patronları Yalınkaya kardeşlerin başları bir süredir de Fransız bankası Societe Generale ile dertteydi. Societe Generale, Goldaş’ın aldığı altınların bedelini ödemediği iddiasıyla dava girişiminde bulunmuştu. |
|
|
|
|