|
|
 |
sayfa 2 |
|
|
|
|
Uluslararası piyasalardaki durgunluk ve Türkiye'deki siyasi belirsizlik nedeniyle satışların durma noktasına geldiği televizyon sektörünü Euro 2008 Avrupa Şampiyonası canlandırdı.
2006'da 300 bin, 2007'de ise 550 bin adet olan plazma ve LCD TV satışının, Euro 2008 heyecanıyla iki katına çıkacağı öngörülüyor.
Vestel İcra Kurulu Başkanı Ömer Yüngül, Euro 2008 sayesinde ihracatta tüm zamanların en iyi nisan-mayıs dönemi satışlarını gerçekleştirdiklerini belirtirken Samsung Elektronik Tüketici Birimi Satış ve Pazarlama Müdürü Deniz Öztaş da "Milli Takım'ın Avrupa Kupası'na katılacak olmasından dolayı büyük ekrana olan talep artacak" dedi. Tekofaks Ürün Grup Müdürü Uluç Özler ise bir önceki yılın aynı dönemine göre satışların yüzde 35-40 civarında hareketlilik göstereceğini söyledi.
Referans Gazetesi'nin haberine göre, Türk Milli Takımı'nın tarihi başarı gösterdiği 2002 Dünya Kupası'nda da TV ve uydu satışları sektöre yaklaşık 75 milyon dolarlık bir katkı sağlamıştı. 7-29 Haziran tarihleri arasında İsviçre ve Avusturya'da ortaklaşa düzenlenecek Euro 2008'in ise sıkıntıdaki tüketici elektroniğinin can simidi olacağı ve sektöre 100 milyon dolarlık bir hareketlilik getireceği belirtiliyor.
Nisan ve mayıs ayı dış pazardaki satış grafiğine bakıldığnıda Vestel'in tüm zamanlarının en iyi nisan-mayıs dönemini geçirdiğini kaydeden Ömer Yüngül, "Dış pazarda satışımız mayıs ve nisan için hedeflediğimiz bütçe rakamlarının yüzde 50 üzerinde gerçekleşti.Özellikle Almanya, Fransa ve İngiltere satışları menuniyet verici. Satılan TV'lerin tamamı LCD" diyor. İç pazardaki satışların da iyi gittiğini vurgulayan Yüngül, "Euro 2008 kampanyamız hazırlandı. Ancak yabancı ülkeler maçlara hazırlıklarını nisan-mayıs ayında TV alımlarını yaparak tamamlarken iç pazarda talep son anda geliyor" diye konuşuyor.
Büyük ekrana ilgi büyük
Deniz Öztaş da Türkiye'nin şampiyonaya katılacak olmasından dolayı büyük ekrana olan talebin arttığını, buna çeşitli şirketlerin satış kampanyaları da eklenince satışlarda özellikle mart itibariyle artış olduğunu söyledi.
Euro 2008'in yanı sıra tüplü TV'lerden ince panel TV'lere geçişin hızlanması nedeniyle bu ay satışlarda artarak giden bir eğilim beklediklerini kaydeden Öztaş, maçlardan dolayı ocak-şubat'ta 50 bin, şubat-mart ile mart-nisanda 53 bin olan LCD TV satış adetlerinin mayıs-haziran döneminde 60 bin olarak gerçekleşeceği öngörüsünde olduklarını belirtti. Öztaş, bu dönemde fiyat kampanyasına ağırlık verdiklerini anlatarak "LCD ve plazmalarda 40 ve 42 inç segmentinde iddialıyız. 2799 YTL olan 42 inç plazmayı 1999 YTL'den, 2999 YTL'den satılan 40 inç LCD TV'yi ise 2399 YTL'den satmaya başladık. Kampanyamız büyük ilgi ile karşılandı" diyor.
Darty'den de özel kampanya
Euro 2008 heyecanının giderek tırmandığı bugünlerde Panasonic de yeni nesil Viera Plazma ve LCD TV'leri pazara sundu. 2008'in tamamında satılması beklenen adetlerin yüzde 40'ının nisan-haziran döneminde gerçekleşmesini beklediklerini kaydeden Tekofaks Ürün Grup Müdürü Uluç Özler, "Bu dönemde satışların bir öncekine oranla yüzde 30-35 oranında artacağını düşünüyoruz. Kupaya etki ettiğini düşündüğümüz nisan-haziran döneminde yaklaşık 16 bin adet büyük ekran TV satmayı hedefliyoruz" dedi.
İngiliz elektronik perakende zinciri Darty de Euro 2008'e odaklanan firmalar kervanına katıldı. Darty, Euro 2008 için başlattığı kampanya ile 100'den fazla LCD ve plazmalarda cazip fiyat seçenekleri sunmaya başladığını duyurdu. Ayrıca kampanya dahilinde Darty, LCD ve plazmalarda güven sözleşmesi çerçevesinde ücretsiz eve teslim, montaj ve kullanıcı eğitiminin de verildiği ifade edildi.
Philips ise Euro 2008'e "Design Collection" ile hazırlanıyor. Full HD LCD TV satışlarındaki yükselen eğilimin özellikle Euro 2008 öncesinde en üst seviyeye ulaşacağı tahmininden yola çıkan Philips, bu döneme yeni ürün yelpazesiyle girecek
|
|
|
Efes Bira Grubu, 1999’da 33 milyon litre üretim ve Stary Melnik adlı yerel markayı yaratarak girdiği Rusya pazarında, nüfusun 110-120 milyonluk kesimine ulaşmayı başardı. |
|
Efes Bira Grubu, 1999’da 33 milyon litre üretim ve Stary Melnik adlı yerel markayı yaratarak girdiği Rusya pazarında, nüfusun 110-120 milyonluk kesimine ulaşmayı başardı.
Rusya’ya bugüne kadar 700 milyon dolarlık yatırım yapan Efes, cirosunu da 700 milyon dolara ulaştırdı. Anadolu Holding Başkanı Tuncay Özilhan, "Burada ek yatırım ve fabrika alımları hep gündemimizde olacak" dedi.
ANADOLU Holding’e bağlı Efes Bira Grubu, 1999’da ilk markası Stary Melnik’i (İhtiyar Değirmenci) çıkarmasından bugüne 700 milyon dolarlık yatırım yaptığı Rusya’da yılda 120 milyon kişiyi birayla yakalar aşamaya yükseldi. 1.2 milyar litrelik üretimle Rusya pazarının dördüncü büyüğü olan Moscow-Efes Bewery (MEB), 2008 yılı ciro hedefini de 700 milyon dolar olarak belirledi. Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, kriz dinlemeyip Rusya pazarına zamanında girmekten memnun olduklarını belirterek, bölgede ek yatırım ve yeni fabrika alımlarıyla büyümeyi hep gündemde tuttuklarını söyledi.
Dünya üçüncüsü
Efes Rusya Genel Müdürü Tuğrul Ağırbaş, Rusya bira pazarının son 8 yılda yüzde 167 büyüdüğünü ifade ederek, şunları anlattı: "Rusya’da yıllık kişi başı tüketim 1999’da 29.5 litreyken 2007’de 81 litreye yükseldi. Rusya bugün 140 milyonluk nüfusuna rağmen, Çin ve ABD’nin ardından 10.5 milyar litrelik yıllık bira tüketimiyle dünya üçüncülüğüne yükselmiş bulunuyor. Bira pazarı, votka karşısında büyümesini ve güçlenmesini sürdürüyor. Rusya’nın geleneksel içkisi votka tüketimi adım adım düşüyor."
5 ülkede 12 fabrika var
Tuğrul Ağırbaş, Efes Bira Grubu’nun Türkiye dışında başta Rusya olmak üzere 5 ülkede 12 fabrikası olduğunu ifade ederek, şunları dile getirdi: "Rusya’nın dışında Kazakistan, Moldova, Sırbistan ve Gürcistan’da fabrikamız var. Rusya’da 4 malt üretim tesisimiz faaliyette. 5 ülkedeki toplam kapasitemiz 2.5 milyar litre bira. Bunun 2 milyar litresi Rusya’da bulunuyor."
33 milyon litreyle başladık
Ağırbaş, Efes Bira Grubu’nun Rusya’daki bira üretiminin 1999’da 33 milyon litre düzeyinde olduğuna dikkat çekerek, şöyle konuştu: "2000 yılında bu rakam 110 milyon litreye çıktı. O dönemden bugüne hızlı büyümemiz sürdü. Geçen yıl da yüzde 20 büyüdük. Bugün Rusya’da 1.2 milyar litrelik satış hacmine ulaştık. Bu, yılda 2.5 milyar şişe bira satışı anlamına geliyor. Rusya’da başta Stary Melnik olmak üzere Moskova Efes çatısı altında üretilen bira markalarımızı 110-120 milyon Rus vatandaşı tüketiyor. 140 milyon nüfuslu bir ülkede tekrarlar da olsa 120 milyonluk tüketici rakamına ulaşmak çok önemli. Aynı hızda olmasa da Rusya pazarındaki büyümemiz sürecek."
450 vagonumuz var
Tuncay Özilhan ve Tuğrul Ağırbaş, 2006’da alımı 390 milyon dolara gerçekleşen ve Novosibirsk’teki tesisi de kapsayan Krasny Vostok Kazan (Tataristan) tesislerinin alımıyla birlikte bünyelerine katılmanlar la birlikte 450 vagonları bulunduğunu belirtti. Ağırbaş, şunları söyledi: "Bölgedeki fabrikalarımızın hepsinin içine kadar raylı sistem giriyor. Bu sayede raylı sistemle taşımanın avantajını kullanıyoruz. Moskova Efes’e ait bir de lokomotifimiz var. Yine de bunlar ihtiyacımızı karşılamaya yetmiyor. Kiralama yapıyoruz. Bunun yanısıra 700 de karayolu aracımız var."
Dünya bira devleri bizi istiyor ama bağımsız kalmayı yeğliyoruz
ANADOLU Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, marka değeri 2.5 milyar doları dolayında hesaplanan, yurtdışındaki operasyonları artık Türkiye’yi geride bırakan Efes Bira Grubu’na dünya devlerinden hep teklif geldiğini belirterek, şöyle konuştu: "Biz bu tekliflere sıcak bakmıyoruz. Dünyanın bağımsız biracısı olarak büyümemizi sürdürmeyi planlıyoruz. Şu anda dünyanın 18’inci bira üreticisi konumundayız. Basamakları adım adım çıkmayı planlıyoruz."
Burada çalışanların yüzde 60’ı kadın, Türkiye’de yüzde 5’ten az
TUĞRUL Ağırbaş ve Berke Kardeş’in Efes Rusya ile ilgili sunumundaki, "Burada çalışanların yüzde 60’ı kadın" cümlesi dikkati çekti. Tuncay Özilhan, Türkiye’de Efes Grubu’nda çalışanlar içinde kadınların oranının yüzde 5’i geçmediğini belirtti. Özilhan, "Siz Efes’e eleman alımı sırasında bir ayırım yapıyor musunuz?" sorusu üzerine, "Asla öyle bir ayırım yok. Hatta bira pazarlamasında çalışan ilk kadın bizdedir. Keşke Türkiye’de de Rusya’daki gibi çalışanların hiç olmazsa yarısı kadın olsa" yanıtı verdi.
Efes’in incelediği pazarlar arasına Hindistan da girdi
TUNCAY Özilhan, önümüzdeki dönemde Özbekistan ve Azerbaycan’a da yöneleceklerini ifade ederek, şunları söyledi: "Aslında şu anda Hindistan’ı da yakın izlemeye almış durumdayız. Kesinleşmiş hiçbir kararımız yok. Tümüyle fırsatlara bakıyoruz. Hindistan’da kişi başı bira tüketimi yıllık 1 litre düzeyinde. Yani, Rusya’nın bundan 15 yıl önceki hali gibi. Hindistan’da bira pazarının önümüzdeki dönemde büyüyebileceğini düşünüyoruz."
Moskova Türkiye’yi neredeyse ikiye katlıyor
TUĞRUL Ağırbaş’ın verdiği bilgilere göre, Rusya’da yüzde 8.4’e kadar olan alkollü içkiler ruhsatsız, yani herhangi bir izin alınmadan pazarlanabiliyor. Bu yüzden yüzde 8.2’ye kadar alkollü bira üretilebiliyor. Bu durum, ülke yönetiminin daha sert içki olan votkaya fazla düşkün olan Ruslar’ı hafif içkilere yöneltme çabasından kaynaklanıyor. Rusya’nın başkenti Moskova’daki bira tüketimi 1.5 milyar litreye ulaşıyor. Böylelikle Moskova tek başına, Türkiye’nin ortalama 800 milyon litre olan bira tüketimini neredeyse ikiye katlıyor. Rusya’da bir şişe biranın ortalama fiyatı 1 doların altında kalıyor. Aynı şişenin fiyatı Türkiye’de 2.5 dolara kadar yükseliyor. Tuncay Özilhan, Türkiye’de bira üzerindeki verginin yüksekliğine dikkat çekiyor.
Pazar lideri olduğumuz zaman Rusça konuşacağım
EFES Rusya Genel Müdürü Tuğrul Ağırbaş ve Pazarlama Direktörü Berke Kardeş’in Moskova’daki fabrikada gerçekleştirdiği sunumda, "Rusya pazarında liderlik" hedefi iddialı şekilde yer aldı. Anadolu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, daha önce verdiği "Rusça öğreneceğim" sözünü bu kez "Efes, Rusya pazarında 1 numara olduğu gün ben de Rusça konuşur hale geleceğim" sözüyle kesinleştirdi. Rusya pazarındaki pazar payları şöyle:
Baltica (Carlsberg-Tuborg):% 38
Interbrew (Stella Artois, Brahma:% 18
Heineken (Heineken-Amstel):% 17
Efes Bira Grubu:% 9
İhtiyar Değirmenci’nin cirosu 120 milyon dolar
EFES Bira Grubu, Moskova’da ilk üretime başladığında, yerel marka yaratma arayışına girdi. Sonuçta 1999 yılında Stary Melnik (İhtiyar Değirmenci) adlı markayı çıkardı. Stary Melnik, aradan geçen sürede Efes Bira Grubu’nun Rusya pazarındaki satışının yüzde 22’sine ulaştı. Stary Melnik’in Rusya’da gerçekleştirdiği ciro da 120 milyon doları buldu.
Buzdolabına 35 milyon dolar yatırdı, Japonya’ya dayandı
TUGRUL Ağırbaş, Efes’in Rusya pazarına nasıl yayıldığını şu bilgilerle özetledi:
Rusya, 10 zaman dilimini kullanan dünyanın en geniş ülkesi. Dünya kara alanının dokuzda birini kapsıyor. 83 federal bölgeden oluşuyor.
Rusya’nın Japonya sınırındaki merkezlerine 8 saatlik uçuşla varılabiliyor.
Moskova’dan yüklenen vagonlar, Rusya’nın Japonya sınırdaki en uç noktasına 30 günde varabiliyor.
Rusya’da 126 bayi ve distribütörümüz, 126 sevkıyat noktamız var.
Efes, 18 marka, 100 dolayında farklı ürünüyle 100 bin satış noktasına ulaşabiliyor.
Satış noktalarımıza 63 bin 620 buzdolabı dağıttık. Bayilere ücretsiz verdiğimiz soğutucuların yatırım değeri 35 milyon dolara ulaşıyor.
Rusya’da satış noktalarına dağıtılan buzdolabı ve şemsiyelerin tamamı Türkiye’den alınıyor.
Rus tüketici etikete bakıyor kararını raf önünde veriyor
EFES Rusya’nın Genel Müdürü Tuğrul Ağırbaş, Rus tüketicisinin davranışlarıyla ilgili şu bilgileri verdi:
1997-1998 krizi sonrasında Rusya’da birçok ürün tarihi geçmiş olmasına karşın raflarda kalınca tüketici önemli bir deneyim yaşamış. Son kullanma tarihine çok dikkat ediyorlar.
Rusya’daki bira tüketicisinin çoğunluğu pet şişeyi tercih ediyor.
Tüketicinin yüzde 45’i rafta birayı almadan önce etiketi okuyor, içindekilere de dikkat ediyor.
Rus tüketici tek markaya bağlanmak yerine, raf önünde etiketleri inceliyor, hangi birayı alacağına orada karar veriyor |
|
|
|
|
Japonya Merkez Bankası, faiz oranlarını beklendiği gibi değiştirmedi.
Japon Merkez Bankası, dünya ekonomisindeki belirsizliğin henüz dağılmaması nedeniyle, faiz oranlarını yüzde 0,5 olarak korumaya devam etme kararı aldı.
Emtia fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle ekonomik büyümesi yavaşlayan Japonya, faiz oranlarını indirmekte aceleci davranmayarak gelişmeleri bekliyor
|
|
|
|
|
İsviçre’de Saint Gallen Üniversitesi tarafından düzenlenen "Küresel Kapitalizm-Yerel Değerler" sempozyumunda konuşan Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Türkiye, küresel kapitalizme uyum göstermiş bir ülkedir. Türkiye’nin deneyimlerinden bir çok komşusu faydalanmaya çalışıyor" dedi.
Özellikle Ortadoğu’da bir dizi sorunun uluslararası ekonomik ve siyasi entegrasyona dirençten kaynaklandığını dile getiren Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Bu ülkelerin halklarıyla, Batı güçleri arasındaki çatışmaların da kaynağında bu süreç bulunuyor. Türkiye’nin küresel ekonomiye entegrasyonunun demokratikleşme süreci ile paralel yürümesi, kendi bölgesindeki ülkeler üzerinde olumlu etkiler yaratıyor" diye konuştu.
Yeniden düzenleniyor
Uluslararası düzeyde ortaya çıkan yeni ve güçlü ulusal ekonomik oyuncuların, giderek daha fazla küresel ekonominin kurumsal çerçevesi içerisinde yer almak ve söz hakkına sahip olmak istediklerine dikkat çeken Arzuhan Doğan Yalçındağ, sözlerine şöyle devam etti: "Gelişmekte olan ülkeler, dönüşmekte olan küresel siyasi sistemin işleyişinin daha fazla demokratik olmasını, gelişmekte olan ekonomilerin taleplerinin daha fazla dikkate alınmasını ve seslerinin daha fazla duyulmasını bekliyor. Brezilya, Hindistan, Çin ve muhtemelen Türkiye de iki dünya savaşı sırasında ve sonrasında oluşturulmuş kurumsal yapılarda yer almayı arzuluyor. Küresel kapitalizmin gelişen yerel güçleri, doğal olarak masada kendi paylarına düşen yerlerini almayı ve karar ile kordinasyon mekanizmalarında ağırlıklarının hissedilmesini talep ediyorlar. Küresel paylaşımı yeniden yansıtacak ve yeni kurumsal yapıyı yönetecek yapılanmalar, gene de Batı ülkeleri tarafından oluşturulacak. Son dönemlerde, bilgece olmayan bir anlayışla, uluslararası kurumsal yapıları ihmal eden ve bazen hiçe sayan Batı ülkeleri ve ABD için, yeniden paylaşım sürecinin meydan okuma olacağını söylemek gerekir."
TÜSİAD’ın tavsiyesi IMF ile ’ihtiyati’ stand-by
TÜSİAD Washington Temsilciliği’nin 10’uncu yılı kutlamalarına ilişkin yaptığı açıklamada, IMF "ihtiyati stand-by" yapılmasından yana olduğunu açıkladı. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ başkanlığındaki hayetin 15-16 Mayıs’ta Washington D.C’de çeşitli temaslarda bulunduğu hatırlatılan açıklamada, "2009 başında görevi devralacak yeni seçilecek Başkan döneminde, Türk-Amerikan ilişkilerine güncel oluşumları dikkate alan yeni bir bakış açısının hakim olacağı anlaşılıyor" denildi. Açıklamada ayrıca, son dönemde yaşanan küresel ekonomik ve finansal gelişmeler ışığında, Türk ekonomisinin istikrarını ve kazanımlarını korumak açısından, IMF ile bir "ihtiyati stand-by" yapılması yararlı olacağı vurgulandı |
|
|
|
|
Vakıfbank'ın satışa çıkardığı Güneş Sigorta'da, açıklamanın yapılmasından önce gerçekleşen fiyat ve miktar hareketleri, bazı yatırımcıların 15 Mayıs'ta duyurulan satış haberi için önceden pozisyon aldığı izlenimini doğurdu.
Vakıfbank 15 Mayıs 2008'te, iştirakleri olan Güneş Sigorta ve Vakıf Emeklilik'teki hisselerinin satışı için JP Morgan'a yetki verdiğini açıklamıştı. Bu bilginin kamuoyuna duyurulmasının ardından Güneş Sigorta'nın borsadaki hisseleri iki işlem gününde yüzde 36,8 oranında yükselerek 2.71 YTL'ye çıktı. Hissede 15 ve 16 Mayıs'ta yaşanan hareket borsacılar tarafından olağan karşılanırken, asıl dikkat çekici işlemlerin nisan ayının son haftasından itibaren başladığı ileri sürüldü.
Referans Gazetesi'nin haberine göre, Güneş Sigorta'nın hisseleri 29 Nisan ile açıklamanın yapıldığı 15 Mayıs tarihleri arasında yüzde 35,6 yükselirken, bu dönemde borsa endeksi yüzde 1,2 oranında değer kaybetti. Güneş Sigorta'nın fiyatındaki hareketin yanı sıra, işlem miktarı ve hacminde de bu dönemde sıçrama yaşandı.
İşlem miktarında patlama
Güneş Sigorta'da 29 Nisan'dan önce ortalama günlük 50-90 bin adet arasında olan işlem miktarı, 29 Nisan'dan sonra bir anda önce 421 bin adete, daha sonra sırasıyla 1 milyon 67 bin ve 1.5 milyon adete kadar yükseldi. Hissedeki işlem miktarı açıklamanın yapıldığı 15 Mayıs'ta 4 milyon 322 bin, 16 Mayıs'ta ise 274 bin adet olarak gerçekleşti. Güneş Sigorta'da son bir yılda ortalama 527 bin adet olan işlem miktarı, mayıs başından bu yana 1 milyon 148 bin adete, son bir haftada ise 1 milyon 741 bin adete kadar çıktı. Hissedeki günlük ortalama işlem hacmi de miktar ve fiyattaki artışa paralel olarak sıçradı. Güneş Sigorta'da son bir yılda ortalama günlük işlem hacmi 840 bin dolarken, bu rakam son bir haftada 2 milyon 879 bin dolara, ay başından bu yana ise 1 milyon 744 bin dolara yükseldi.
Değeri 330 milyon dolar
Sermayesi 150 milyon YTL olan Güneş Sigorta'da Vakıfbank'ın dolaylı ve doğrudan yüzde 49 payı bulunuyor. Hissedeki hızlı çıkışın ardından şirketin piyasa değeri 330 milyon dolara ulaştı. Güneş Sigorta'nın yüzde 30'u Groupama'nın elinde bulunuyor. Güneş Sigorta, mart sonu toplam prim üretiminin 195.4 milyon YTL olarak gerçekleştiğini açıklamıştı. Bu dönemde şirketin hayat dışı toplam prim üretimi 195.3 milyon YTL olurken, en büyük branşı 85.8 milyon YTL prim üretimiyle oto kaza sigortaları oluşturdu.
|
|
|
|
|
AVRUPA Birliği (AB), geçen yıl gümrüklerde ele geçirilen taklit ürünlerde Çin ve Türkiye’nin başı çektiğini bildirdi. AB Komisyonu’nun verilerine göre, geçen yıl yakalanan 79 milyon parça taklit malın yüzde 58’i Çin’den gelirken, yüzde 16’sının kaynağı bilinmiyor. Payı yüzde 5 olarak belirlenmesine karşın Türkiye’nin ikinci sırada yer alıyor. Çin ve Türkiye’yi yüzde 3’le Hindistan’ın takip ettiği sıralamada, AB’de yakalanan taklit ürünlerin diğer evsahibi ülkeleri arasında yüzde 2’şer payla Gürcistan, İsviçre, Birleşik Arap Emirlikleri, Hong Kong ve AB üyesi Bulgaristan yer alıyor. AB’nin el koyduğu taklit alkollü içecekler ve gıda ürünlerinde Türkiye, yüzde 45 payla ilk sırada yer alırken, sahte kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinde yüzde 29’la Gürcistan’ın ardından ikinci sırada bulunuyor. Verilere göre Türkiye, taklit spor giyiminde yüzde 19 ve hazırgiyimde yüzde 10’la Çin’in ardından 2’inci, aksesuarlarda yüzde 12 ile Çin ve İtalya’nın ardından 3’üncü sırayı alıyor. |
|
|
|
|
|
İSTANBUL Ev Tekstili Fuarı’na (Evteks 2008) katılmak isteyen çoğunluğu yabancı 300 firmaya yer verilemedi. Dünyanın en büyük ikinci ev tekstili fuarı olan ve bu yıl 14’üncüsü düzenlenen Evteks’in yer yokluğundan alan olarak büyüyemediğini, ancak daha önceden kiralanmış büyük stantlar küçültülerek katılımcı firma sayısını artırdıklarını söyleyen CNR Holding Başkanı Ceyda Erem, "Bu yıl fuarımıza 740 firma katılıyor, bunların 125’i yabancı firma. 150 bin metrekarelik bir alanda fuarımızı yapacağız. alanımız bu yıl da büyüyemediği için 300 firmaya yer veremedik. Önmüzdeki yıl 40 bin metrekarelik yeni fuar alanımız eklenecek ve o zaman hem dünyanın enbüyük ev tekstili fuarı olacağız hem de dışarda kalan firmalara yer vereceğiz" dedi. Bu yıl İstanbul Fuarcılık organizasyonu, Türkiye Ev Tekstili Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (TETSİAD) desteği ve Uludağ İhracatçı Birlikleri’nin (UİB) katkılarıyla gerçekleştirilecek fuar için düzenlenen toplantıda konuşan TETSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Recep Tanrıverdi de, Türkiye’nin lokomotifi olan tekstil sektörünün krize rağmen güzel işler yaptığını ve kendini yenilediğini kaydetti. Uludağ Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay da, tekstil sektörünün dünyada 280 milyar dolarlık ihracatının yaklaşık 28 milyar dolarının ev tekstili ihracatı olduğunu belirterek, şunları söyleri söyledi: "Türkiye 2007’de 2.8 milyar dolarlık ev tekstili ihracatı yaptı. Bu rakam dünya ev tekstili ihracatının yüzde 10’udur" dedi. |
|
|
Demet CENGİZ BİLGİN/ RİZE |
|
Doğuş Çay’a, Hintli otomotiv devi Tata’nın İngiltere’de sahip olduğu çay şirketi Tetley talip oldu. Doğuş Çay Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Karakan, "Onlar gelip bizi buldular. Henüz karar vermedik. Anlaşırsak bile hakim ortaklığı bırakmak istemeyiz" dedi.
TÜRKİYE’nin önde gelen özel sermayeli çay şirketi Doğuş Çay, Jaguar ile Land Rover’ı satın alan ve İsotlar Grup ile Türkiye pazarına giren Hintli Tata Group ile ortaklık için görüşmelere başladı. 63 yıllık Tata, 2000 yılında İngiliz çay şirketi Tetley’i 407 milyon dolara satın alarak dünyanın en büyük ikinci çay üreticisi konumuna gelmişti. Doğuş Çay Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Karakan, "Onlar gelip bizi buldular. Henüz karar vermedik. Anlaşırsak bile hakim ortaklığı bırakmak istemeyiz. Bizim niyetimiz aslında halka açılmaktı ama ortaklık daha cazip hale geldi" dedi. 1985’te çay üretimine girdiklerini hatırlatan Karakan, "Kimseye muhtaç olmayalım diye aile şirketi olarak yola çıktık fakat iş bizi aştı. Şimdi bir İngiliz şirketle ortaklık görüşmeleri yapıyoruz. Çayda ortaklık yapabiliriz ama şeker ve salçada ortaklık düşünmüyoruz" diye konuştu.
Farklı alanlara odaklanıyor
Doğuş Çay, geçtiğimiz günlerde İzmir Ödemiş’te 15 milyon dolara bir salça ve konserve fabrikası alarak; salça, doğranmış domates ve konserve bezelye gibi ürünlere de başladı. Karakan, gıdanın farklı alanlarına girme nedenlerini "Büyük gıda şirketleri 10-15 farklı alanda faaliyet gösteriyor. Dağıtım giderleri bizimkinden çok daha az oluyor. Ne yapmalıyız? Ürünü çeşitlendirmeliyiz. Doğuş Salça markasını 15 yıl önce satın almıştık. Yani bu denk gelmiş değil, uzun yıllar önce planlanmış bir girişim. Buradaki üretimin yarısını ihraç edeceğiz" diye açıkladı. Karakan; çay, şeker ve salçanın iyi büyümesinin ardından gıdanın başka alanlarına da gireceklerini söyledi.
Ciro hedefi 240 milyon YTL
2006 yılında 190, 2007 yılında ise 200 milyon YTL ciro elde eden Doğuş Çay, 2008 yılını 240 milyon YTL ciro ile kapatmayı hedefliyor. Şu anda 1100 kişiyi istihdam eden Doğuş Çay, ikisi dünyanın en büyüğü olmak üzere Rize’de 5 çay fabrikasına, Ordu’da bir çay paketleme fabrikasına ve Eskişehir ile Gebze’de birer adet şeker fabrikasına sahip.
Reklamla 3 kat büyüdü
Doğuş Çay, 2001 yılında yüzde 4 olan pazar payını ’Doğuş Çay aşeren İngiliz gelin’ temalı reklam ile başladığı yoğun reklam kampanyaları sonucu 2007 yılında yüzde 13’e çıkararak pazardan aldığı payı 3 kattan fazla artırmış. 2006 ve 2007 yıllarında 9’ar milyar çay bardağı Doğuş Çay içilmiş.
Çay siyasete alet ediliyor, mertçe yapanını görmedim
TÜRKİYE’de yüzde 10 çay fazlası olduğuna dikkat çeken Süleyman Karakan şunları söyledi: "Türkiye’de 1 milyon 150 bin ton yaş yaprak oluyor. Bunun 1 milyon tona düşmesi lazım. Böylece kalite yükselir ve şirketler anormal rekabet yapmazlar, biraz kár ederler. Çay uzun yıllardır siyasete alet ediliyor. Ben 25 yıldır bu işteyim. Çay işini mertçe yapan görmedim. Devlet aslında bu yıl fena bir alım fiyatı vermedi. Ama 85 YKr’den fazla verse daha iyi olurdu. Karadeniz Bölgesi’nin çay ile Türkiye ekonomisine katkısı 1 milyar dolar. Çayımıza sahip çıkmamız şart."
Yabancı fiyatı takmadı, çaycı fiyata kızgın
AKP Hükümeti’nin açıkladığı 85 YKr’lik yaş çay alım fiyatı üreticinin yüzünü güldürmemesine karşın, Çaykur, Doğuş ve Lipton başta olmak üzere bölgede faaliyetti olan firmaların alımları sürüyor. Hükümetin açıkladığı fiyatı yeterli bulmayan bazı Rizeli çay üreticileri, "Yaktın bizi Erdoğan" diyerek tepkilerini dile getirirken, bazı yabancı çay markaları da daha kaliteli olarak değerlendirilen çayı 85 YKr’lik alım fiyatının üzerine çıkarak, 1 YTL’den alıyor.
Şeker fabrikası ihalelerine girecek
SÜLEYMAN Karakan, yakın zamanda yapılması beklenen şeker fabrikası özelleştirmeleriyle ilgilendiklerini belirterek, ihalelere gireceklerini söyledi. Karakan, şeker fabrikası ihaleleri için bankalarla görüşmelere başladıkları bilgisini de verdi. |
|
|
|
|
EFES Bira Grubu’nu Rusya’da öne çıkaran adımlardan biri, Kazan’daki (Tataristan) Hayrulin Ailesi’ne ait Krasny Vostok bira ve malt fabrikalarını 2006’da 390 milyon dolara bünyesine katmak oldu. Fabrika Direktörlüğünü Ali Osman Sarıkaya’nın yürüttüğü Krasny Vostok tesisleri içinde 3 malt fabrikası yer alıyor. Ayrıca Novosibirsk’teki tesisler de Krany Vostok’un alımıyla Efes Grubu bünyesine geçmiş bulunuyor. Üretim kapasitesi 1 milyar litreye ulaşıyor. Efes Rusya Genel Müdürü Tuğrul Ağırbaş, "Krasny Vostok tesislerimiz tam kapasitesye çalıştığında, Türkiye’deki toplam satışlarımızı karşılayabilecek durumda" dedi. Fabrika Direktörü A. Osman Sarıkaya, "Buradaki tesisler malt giderlerimizi 20 milyon dolar azalttı. Bira fabrikamız, Avrupa’nın 5’inci büyük, Rusya’nın da ikinci büyük tesisi" dedi.
Moskova’da 240 milyon dolar ciro yapan bira bayisi var
TUĞRUL Ağırbaş ve Berke Kardeş, Rusya bira pazarıyla ilgili bilgiler verirken, "Rusya’da özel bayilik sistemi yok. İsteyen bayi her markayı satabiliyor. Moskova’da yıllık satış hacmi tek başına 300 milyon litreyi bulan bira bayisi var. Bu bayinin yıllık cirosu 240 milyon dolara kadar çıkabiliyor. Sözünü ettiğimiz bayide Efes markalarının payı yüzde 40’a kadar yükselebiliyor" dedi. |
|
|
|
|